Uludağ doğası tehdit altında !
Uludağ,Uludağ göknarı (Abies nordmanniana ssp. bornmuelleriana), karaçam ve kızılçam gibi ağaçlardan oluşan geniş bir bitki örtüsüne sahip.
Uludağ'ın doğası tehdit altında
Eşsiz doğasıyla kaya kartalı, sakallı akbaba, bıyıklı doğan gibi birçok hayvan ile çok sayıda endemik bitki türüne ev sahipliği yapan Uludağ Milli Parkı'nın, yoğun insan baskısı altında olduğu, bölgeye özgü pek çok bitki ve hayvan türünün, kaçak toplama ve avlanma nedeniyle tehdit altında olduğu bildirildi.
Doğa Derneği Yerel Ortaklıklar Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, Uludağ'ın, Uludağ göknarı (Abies nordmanniana ssp. bornmuelleriana), karaçam ve kızılçamdan gibi ağaçlardan oluşan geniş orman örtüsüyle birçok bitki, kuş, memeli ve kelebek türüne ev sahipliği yaptığını söyledi.
Kılıç, bir "endemik bitki cenneti" olan Uludağ'da canlı türlerinin dağılımının rakıma göre değiştiğini ifade ederek, dağın aşağı kesimlerindeki yaprak döken ve iğne yapraklı ormanların rakım yükseldikçe yerini Alpin fundalıklar ve çayırlara, buzul göllerine bıraktığını belirtti.
Uludağ'da bitki çeşitliliği bakımından Marmara Bölgesi'nin en zengin ormanlarının bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Dağın kuzey yüzünde nemli ormanlar yer alırken, güneyinde Akdeniz bitki örtüsüne yakın kuru ormanlar yayılış gösterir. Nemli ormanlar yaklaşık 2 bin 100 metreye kadar çıkar. Uludağ'daki 50 bitki taksonu (tür ve alt türü) 'Önemli Doğa Alanı' kriterlerini sağlamaktadır. Yani Uludağ küresel, bölgesel ve yerel ölçekte önemlidir. Bunlar arasında yer alan Achillea multifida, Alchemilla bursensis, Erodium olympicum, Festuca decolorata, Gypsophila olympica, Ornithogalum joschtiae ve Verbascum transolympicum isimli bitkiler dünyada yalnızca Uludağ'da bulunur."
Kılıç, Uludağ'ın, bitki türlerinin yanı sıra çok sayıda hayvana da ev sahipliği yaptığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Kaya kartalı, küçük kartal, küçük akbaba, sakallı akbaba ve bıyıklı doğan gibi yırtıcı türlerine ev sahipliği yapan Uludağ, orman kuşları bakımından son derece zengindir. Alandaki ormanlar aynı zamanda kara leylek için önemli üreme alanlarıdır. Alan, kar faresi, kızıl orman faresi, büyük akşamcı yarasa ve bir sivri burunlu fare türü olan Soreks satunini'nin önemli popülasyonlarını barındırır. Uludağ ayrıca, bölgesel ölçekte tehlike altında olan 'Salmo trutta macrostigma' isimli iç su balığı için önemlidir."
Uludağ'ın 13 kelebek taksonu için de "önemli doğa alanı" olduğunu ifade eden Kılıç, "Uludağ'da nesli küresel ölçekte tehlike altında olan kelebek türleri, Osmanlı ateşi (Lycaena otomana) ve Apollo'dur (Parnassius apollo). Anadolu çok gözlüsü (Plebeius hyacinthus) ve çok gözlü 'Anadolu çillisi'nin bir alt türü olan 'Polyommatus ossmar olympicus' Türkiye'ye özel endemik türlerdir" dedi.
"YOĞUN İNSAN BASKISI"
Uludağ'daki artık kapatılmış olan volfram madeninin çalışmaları sırasında dağdaki Alpin (Alperde ya da yüksek dağlarda yetişen bitki, ağaç türleri) bölgenin büyük zarar gördüğünü belirten Kılıç, şöyle devam etti.
"Kış sporları için 1940'lı yıllardan beri süre gelen yapılaşma ve bunlara bağlı yol inşaatları nedeniyle ormanların ve Alpin fundalık ve çayırların bir bölümü ortadan kalkmıştır. Mevcut oteller bölgesinin doğusundaki fundalık bitki örtüsü üzerinde ikinci bir turizm merkezi yapılmaktadır. Milli Park, ziyaretlerin en yüksek olduğu şubat-mart aylarında kış turizmi, temmuz-ağustos aylarında ise günübirlik ziyaretçiler nedeniyle yoğun insan baskısı altındadır. Alandaki oteller Uludağ'ın suyunu kullanmakta ve atık sularını doğrudan bölgeye (Hacivat Deresi'ne) vermektedir. Alanda Gedikler ve Şevketiye barajları inşa edilmektedir. Uludağ'a özgü pek çok bitki ve hayvan türü kaçak olarak toplanma nedeniyle tehdit altındadır. Usulsüz ve aşırı avcılık nedeniyle pek çok tür ileri derecede azalmıştır. Küresel ısınmanın alandaki Alpin türlerini nasıl etkilediği net olarak bilinmemektedir."
Kılıç, en kısa zamanda coğrafi bilgi sistemleri uzmanları ve botanikçilerin ortak bir çalışma yaparak, orman ve Alpin zonlarının hareketini incelemeleri gerektiğini vurgulayarak, "ancak o zaman, Alpin türlerin yok oluşuna dair bilimsel bir açıklama getirebiliriz. Fakat, küresel ısınmadan ilk etkilenecek ve yok olacak türlerin Alpin türler olduğu bir gerçektir" dedi.