Kyoto, TBMM çevre komisyonunda kabul edildi
Kyoto Kenti Belediye Belediye Başkanı Türkiyenin Kyoto Protokolünü imzalama kararını sevinçle karşıladıklarını ve bu karardan çok mutlu olduklarını söyledi.
Kyoto, TBMM Çevre Komisyonu'nda kabul edildi
TBMM Çevre Komisyonunda, Türkiye'nin Kyoto Protokolüne katılımının uygun bulunduğuna dair yasa tasarısı kabul edildi.
Komisyon Başkanı Haluk Özdalga, toplantıyı açışında, çevre ve çevreciler açısından önemli bir gün yaşandığını belirterek, Kyoto Protokolünün ilk kez Meclis'te görüşüldüğünü belirtti.
Protokolün onaylanmasının, Türkiye'nin sanayileşme ve kalkınma çabasını olumsuz etkilemeyeceğini kaydeden Özdalga, "Kimse, protokolün imzalanmasıyla bugünden yarına köklü değişiklikler beklemesin. Gelecek kuşaklara daha temiz bir doğa bırakmak, doğaya saygılı yaşam koşularını oluşturmak zorundayız. Bu nedenle orta ve uzun vadede alınacak önlemler
çok önemlidir" dedi.
Komisyon toplantısına katılan bakanlık ve sivil toplum örgütü temsilcileri, protokol ile ilgili görüşlerini ifade etti. Dışişleri Bakanlığı, AB Genel Sekreterliği, Çevre ve Orman Bakanlığı temsilcileri protokolün onaylanmasının olumlu olduğunu ifade etti.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) temsilcisi Arzu Ünsal ise Müsteşar Yardımcısı Halil İbrahim Akça imzasıyla hazırlanan yazılı görüşü okudu.
Ünsal, Türkiye'nin 1990 yılı emisyon miktarının yaklaşık 170 milyon ton olup, bunun 2004 yılında 296 milyon tona çıktığını belirterek, bu artışın devam etmesinin kaçınılmaz olduğu ifade etti.
Çevre alanında AB'nin taraf olduğu, ancak Türkiye'nin onaylamakta çekincesi olan birçok uluslararası sözleşme bulunduğunu kaydeden Ünsal, "Kyoto Protokolüne taraf olunmasının AB'ye tam üyelik sürecinde öncelikli bir konu olmadığı değerlendirilmektedir.
Ülkemizin özel şartlarının sağlayacağı muhtemel esneklikler tamamlanmadan, emisyon azaltımının sektörler ve genel olarak ülkemiz ekonomisine etkisi ortaya konmadan protokole taraf olunmasının, zamanlama olarak yerinde olmadığı düşüncesindeyiz" dedi.
TOBB Temsilcisi İsa Elverdi de protokole taraf olmakla ilgili hazırlıkların yeterince tamamlanmadığı, hazırlık yapılmadan uygulamanın çok zor yükümlülükler getirilebileceği endişesini taşıdıklarını belirterek, "2012 sonrası için sizden hangi taahhütleri isteyeceklerini bilmiyoruz" diye konuştu.
"İklim değişikliği güvenlik sorunudur"
Greenpeace Akdeniz Temsilcisi Hilal Atıcı, iklim değişikliğinin bir güvenlik sorunu olduğunu kaydederek, "Bir yerde bomba ihbarı geldiğinde öncelikle bunun kim tarafından ya da nasıl konulduğunu değil, o bombayı etkisiz hale getirmeye çalışırız. İklim değişikliğe de buna benziyor. Öncelikle iklim değişikliğini engellememiz gerekir. Bu nedenle protokole taraf olunması çok önemli..."dedi.
TEMA Temsilcisi Süleyman Çetin ise protokole katılımı desteklediklerini, bu kapsamda özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi.
Toplantıya katılan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı temsilcisi, Türkiye'nin özgün koşullarının dikkate alınması gerektiğini savunurken, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı temsilcisi ise deprem bölgesi olan Türkiye'de yapıların hem depreme dayanıklı hale dönüştürülmesi hem de ısı yalıtımı konusunda eksiklikleri olduğunu ifade etti.
"Bilinmez bir yolculuk..."
AK Parti İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar, Türkiye'nin 2012 yılından sonra gireceği yükümlüleri karşılayıp karşılayamamasının önemli olduğuna işaret ederek, kamu ve özel sektörün bu konuda endişeleri olduğunu söyledi. Bayraktar, "Türkiye, 2012 yılına kadar bu hazırlıkları yapabilecek mi? Gerçekten söylendiği gibi bunun maliyeti 50 milyar dolar mı?" dedi.
MHP Niğde Milletvekili Mümin İnan, "Gönlümüz protokole katılmaktan yana, ama endişe ve tereddütler de var. Aceleye gelmiş gibi seziyorum. Yoksa BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için mi aceleye getirilmek isteniyor?" görüşünü savundu.
MHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz, protokolün içeriğine karşı olmadıklarını ancak konuyla ilgili olarak "Kafaların karışık olduğunu" savundu. "2012 yılından sonra gelecek yükümlülükleri bilmeden protokole imza atacağız" diyen Cengiz, "Bilinmez bir yolculuğa çıkıldığı endişeleri" olduğunu söyledi.
AK Parti Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı ise Kyoto Protokolü'nün onaylanmasında küresel menfaatin söz konusu olduğunu belirterek, 177 ülkenin sözleşmeyi imzaladığını hatırlattı. Acele edildiği eleştirilerine işaret eden Kızılcıklı, "Nereye kadar kaçacağız? Hangi canlının sağlığı önemsiz? Bugün bunun maliyetinin 50 milyar dolar olduğu söyleniyor, peki 3-5 yıl sonra 150 milyar dolara çıkarsa ne olacak? Dünyanın gittiği tarafa doğru gidelim" diye konuştu.
"177 ülke de bilmiyor"
Komisyon Başkanı Özdalga, konuyla ilgili, "Bilgi kirliliği" söz konusu olduğunu belirterek, maliyet hesapları konusunda 20-148 milyar dolar arasında telaffuz edilen rakamların neye dayanarak ortaya çıkarıldığının bilinmediğini söyledi.
Özdalga, "Maliyet konusunda görüş bildirenlere sordum, ama kimse bu hesabı nasıl yaptığını açıklayamadı" dedi.
Kyoto Protokolünün, müzakereleri tamamlanmış, yürürlükte olan uluslararası bir sözleşme olduğunu hatırlatan Özdalga, bu nedenle ülkelerin kendi özel şartlarının ortaya konulmasının, uluslararası hukukun gereği olarak mümkün olmadığını söyledi. Protokole katılım konusunda siyasi iradenin olduğunu vurgulayan Haluk Özdalga, bugüne kadar bu konuda çalışmalarını tamamlamayan kurumların süre istemesini eleştirdi.
2012 yılına kadar 177 ülkenin ne tür yükümlülükler alacağının belli olmadığını, bunun Aralık 2009 tarihine kadar yapılacak çalışmalarda ortaya çıkacağının altını çizen Özdalga, "Bu sürece etkili şekilde katılırsak ne tür yükümlüler alacağımız konusunda da belirleyici olabiliriz. Kimse meçhule gidiyoruz endişesi taşımasın. Önümüzde 5 yıl süre var. Bu sürede hazırlanırız. Bu kadar sürede hazırlanamazsak gerçekten üzücü olur" dedi.
Tali komisyon olan Çevre Komisyonu, geneli üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından tasarıyı kabul etti.
Kyoto Belediye Başkanı, Türkiye'nin kararından mutlu
Japonya'nın Kyoto Kenti Belediye Belediye Başkanı ve Dünya Tarihi Kentler Birliği Başkanı Daisaku Kadokawa, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalama kararını sevinçle karşıladıklarını ve bu karardan çok mutlu olduklarını söyledi.
Daisaku, Konya'da devam eden 11. Dünya Tarihi Kentler Konferansı'nda, oturum arasında gazetecilere yaptığı açıklamada, çevre sorunlarının sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir konu olmadığını, bunun tüm dünyayı ilgilendirdiğini söyledi.
Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen Dünya Tarihi Kentler Konferansı'nda da daha önce başka ülkelerde yapılan konferanslarda olduğu gibi, çevre sorunlarıyla da yakından ilgilendiklerini belirten Daisaku, bu sorunlara yerel yönetimler olarak çözüm yolları aradıklarını vurguladı.
"Türkiye'nin kısa süre önce Kyoto Protokolü'nü imzalayacağını açıklamasını nasıl değerlendirdiği" yönündeki bir soruya Daisaku, "Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalama kararını sevinçle karşıladık ve çok mutlu olduk. Türkiye'nin bu adımını, protokolün dünyada yaygınlaşması için önemli bir adım olarak görüyoruz.
Doğunun ve Batının ortasında bir köprü durumunda olan Türkiye'nin protokolü imzalaması, şu ana kadar Kyoto'yu imzalamamış ülkeler için de örnek olacaktır. Yani Türkiye'nin, bu çevre protokolünün dünyada daha da kabul görmesinde etkin rol oynayacağını düşünüyorum" diye yanıt verdi.
Daisaku, Türkiye'nin aynı zamanda hem sanayi hem de tarım ülkesi olduğuna dikkati çekerek, bu özelliğiyle Türkiye'nin dünyadaki ender ülkeler arasında yer aldığını, bu özelliğini koruması için Kyoto Protokolü'nü imzalamasının büyük yarar sağlayacağını vurguladı.
"Asya kıtasında tabiatı yenmek yerine onunla birlikte yaşama kültürünün" yaygın olduğunu olduğunu ifade eden Daisaku, "Şu anda bu kültürden uzaklaşıldığı için çevresel sorunlar yaşıyoruz. Yeniden bu düşünceye dönülmesi için Asya ülkelerinin daha fazla duyarlı olması ve iş birliği yapmasına ihtiyaç var" diye konuştu.