Palovit Vadisine Dokunma !
Fırtına Vadisi ormanları, dünyada korumada öncelikli yüz alandan biri.Bölgede, alüviyal akarsu ormanları (kızılağaç), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını), iğne yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar, geniş alpin çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir ormanları gibi Doğu Karadenize özgü bütün habitatları bulmak mümkün.
Fırtına Çevre Aktivistleri'nin kolektif olarak hazırlayıp imzaya açtıkları aşağıdaki metin 10 Ağustos'ta bir basın duyurusu olarak açıklanacak. Metni, Yeşiller Partisi, Derelerin Kardeşliği Platformu gibi sivil toplum kuruluşlarının yanısıra bağımsız kişiler de imzalıyor.
Kaçkar Dağları ekosistemi içinde çok önemli bir yere sahip olan yaylalara gelişigüzel yol açma çalışmaları, mahkeme kararlarına rağmen devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Pokut ve Hazindağ yaylaları arasında yapılmak istenen yola dava açılmasına ve Trabzon Bölge İdare Mahkemesi "yürütmeyi durdurma" kararı vermesine rağmen, yola devam edilmişti. Bu yolla ilgili tartışmalar sürerken önümüzdeki yıl da aynı yolun, bu kez Doğu Karadeniz'in 100 yıllık kesme taş evleriyle ünlü en yüksek yaylası Samistal'a ve oradan da Kaçkarlar'a kuzeyden çıkış noktası olan Yukarı Kavrun yaylasına devam ettirilmek istendiğini ve bunun da programa alındığını öğrendik. Şimdi de Amlakit yaylasına kısa sürede ulaşmak adına Palovit Vadisi'ne dozerler girmiş bulunuyor.
Başka Fırtına Yok!
Fırtına Vadisi, Fırtına Deresi'nin,
Karadeniz kıyı çizgisinden başlayıp, iç kısımlara doğru birden çok kola
ayrılarak (Durak, Hemşin, Hala, Palovit, Elevit ve Tunca dereleri) Kaçkar
Dağları'nın kuzey yamaçlarına kadar uzanmasıyla oluşuyor. Bölgede, alüviyal
akarsu ormanları (kızılağaç), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını), iğne
yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar, geniş alpin
çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir ormanları gibi Doğu Karadeniz'e
özgü bütün habitatları bulmak mümkün. Bu değerlerinden ötürü, Fırtına Vadisi
ormanları, dünyada korumada öncelikli yüz alandan biri. Ayrıca bölge doğal sit
alanı, yani dokunulmaz, yapılaşma olamaz, inşaat yapılamaz, yol yapılamaz. Diğer
ülkeler doğal alanlarını artırarak ve ekolojik politikalar üreterek
sorumluluklarını yerine getirmeye çalışırken, her nedense ülkemizde yeşili "yok
etmek" için özel bir çaba sarf edilmesine anlam veremiyoruz.
Deniz alası için, boz ayı için, yaşlı dev ağaçlar
için
Fırtına vadisi öyle bir biyolojik çeşitliliğe sahip ki, Kaçkar
Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116
endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Fırtına, Hemşin ve Çağlayan dereleri,
her yıl Karadeniz'den iç kısımlara göç ederek, dünyada yumurtadan çıktıkları
yere kadar yüzüp burada yumurtlayan tek denizanası türünün de yuvası. Fırtına ve
Palovit vadileri, içerdikleri doğal yaşlı ormanlarla, hem bölgenin, hem de
ülkenin en bozulmamış birkaç orman ekosistemi arasında değerlendiriliyor.
Palovit Vadisi kendine özgü endemik bitki çeşitliliğinin yanısıra, barındırdığı
hayvan türleriyle de koruma açısından büyük önem taşıyor. Türkiye'de en yoğun
boz ayı popülasyonun bulunduğu bölgelerden biri olan alanda, yaban domuzu,
çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, kurt, tilki, çakal, yaban kedisi,
vaşak, karaca ve porsuklar yaşıyor.
İş işten geçmeden vadi bütünüyle korunmalı
Tüm bölge
aslında birçok kanunla korunuyor; Bern Sözleşmesi'ne taraf olan Türkiye, bölgeyi
koruma altına alacağını çok önceden taahhüt etmiş durumda. Ayrıca Türkiye yine
imzaladığı AB katılım çerçevesinde; "Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşama
Ortamlarının Korunması Sözleşmesi" ile endemik ve doğal yaşamı korumakla
yükümlü. Kendi kanunlarımızla da doğal kültür turizm ve varlıkları açısından
bölge birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş durumda.
Tüm bunlara rağmen, hangi kanuna dayanarak ve hangi insiyatifle bilinmez, kepçeler ısrarla bu doğal vadiyi mahvetmek için çalışıyor. Açılan davalara rağmen doğa rant uğruna kurban ediliyor. İmzalanan anlaşmaları görmezden gelen, uluslararası sözleşmelere yokmuş gibi davrananlar, ihale alamayan yandaş müteahhitlere doğayı peşkeş çekenler, şark kurnazlığı ile aradan sıvışıp yol alacaklarını zannediyorlar.
Türkiye'nin yağmur ormanlarını kestirme!
Fırtına Vadisi
başta hidroelektrik santraller olmak üzere, yol inşaatları, turizm ve çarpık
yapılaşma ve taş ocaklarının tehdidi altında. Bir de bunlara yaylaların
birbirine bağlanması projeleri eklenince kirlenme kaçınılmaz oluyor. Fırtına
Vadisi boyunca yer alan şimşir ormanları, dev yaşlı ormanlar yasa dışı kesimler
nedeniyle azalıyor. Türkiye'nin yağmur ormanları planlı olarak yok ediliyor.
İş işten geçmeden!
Bu katliam için sesimizi duyurmak,
bugüne kadar tüm projelere kayıtsız kalan politikaları protesto etmek ve
"Palovit Vadisi'ne dokunma" demek için kamuoyunu göreve çağırıyoruz. (açıkradyo)