Avustralya’da Yeşil Kentleşme

Daha önce Green Urbanism(Yeşil Kentleşme) kitabıyla Avrupa da sürdürülebilir kentsel gelişmeyi kayıt altına alan Sürdürülebilir Topluluklar uzmanı Timothy Beatley şimdi 2009 da yayınlanacak olan Green Urbanism Down Under (Avustralya da Yeşil Kentleşme) gözünü Avustralya ya çeviriyor.

 

Avustralya ile Amerika birçok kültürel benzerlik taşır. Örneğin kökenleri Büyük Britanya’ya dayanmaktadır, iyimserlik ve sömürü mirasıyla kurulu bir “Yeni Dünya” ile otomobil merkezli bir kültür. Ancak Avustralya bu süreçte sürdürülebilir kentsel gelişme konusunda öncü bir rol üstlenirken, ABD’nin daha öğrenecek çok şeyi var.

Daha önce “Green Urbanism” (Yeşil Kentleşme) kitabıyla Avrupa’da sürdürülebilir kentsel gelişmeyi kayıt altına alan Sürdürülebilir Topluluklar uzmanı Timothy Beatley şimdi 2009’da yayınlanacak olan Green Urbanism Down Under (Avustralya’da Yeşil Kentleşme) gözünü Avustralya’ya çeviriyor. Beatley, Avustralyalı sürdürülebilirlik uzmanı Peter Newman ile birlikte yazdığı kitapta, yenilikçi politika üretme, koruma konusunda toplumsal çözümler, son teknoloji yeşil binalar ve daha birçok konuda alan çalışmaları yer alıyor. Aşağıda, bu kitaptan bir bölümü sunuyoruz.

Yeşil Ulaşım ve Arazi Kullanımı
Avustralya kentlerinin, Amerikan kentleri gibi, çoklukla otomobile bağımlı olarak genişleyen arazi kullanım dokuları vardır. Örneğin Brisbane’de ev-iş seyahatlerinin %92’si otomobille, sadece %8’i diğer ulaşım araçlarıyla sağlanmaktadır. Şu anki belediye başkanı cumhuriyetçi parti üyesi Campbell Newman, trafiği rahatlatabilmek amacıyla kendisini bir dizi 5–7 şeritli tüneller yapmaya adamış durumda; halbuki Avustralya’nın birçok büyük kentinde belediye başkanları, araç kullanımını rahatlatmak yerine diğer toplu taşıma biçimlerini geliştirmeye çalışıyor.Avustralya ile ABD hükümetleri arasında arazi kullanımının kontrolü bakımından bazı farklılıklar bulunur. Avustralya’nın metropoliten alanlarının bölge planlamayla birlikte daha güçlü bir planlama sistemi ve çerçevesinden gelen bir tarihi vardır ki bu da daha kompakt bir kentsel forma götürmüştür. Görece geniş kent sınırlarındaki yargılama alanlarında güçlü ve sürdürülebilirliğe dayalı olan bu etkileyici bölge ve kent planlama çabası, hikayenin bir kısmıdır. Newman ve Kenworthy’nin küresel kentler veritabanına göre, Avustralya kent bölgeleri, ABD kent bölgelerine oranla ulaşımda yarı yarıya daha az yakıt harcıyorlar.

Avustralya kentlerindeki toplu taşıma kullanım oranları Avrupa’ya göre ABD’ye daha yakın iken, Sydney, Perth ve Melbourne gibi büyük yerleşimlerde merkezleri güçlendirip raylı sistem ve otobüs hizmetlerine yatırım yapılarak bu kentlerin toplu taşıma merkezli hale getirilmesi planlanıyor.

Perth’te, bölge planı (ağ kenti) ve mevcut raylı sisteme büyük yeni eklemeler ile, bu genişleyen kentin özel otomobile bağımlılığı azaltılmaya çalışılıyor. 1990’larda yılda 8 milyon yolcu olan toplu taşıma kapasitesi 31 milyona çıkarılan yolcu sayısı, toplamda yapılan 400 milyon $’lık yatırımla 2005 yılında da 47 milyon yolcuya yükseltildi. Raylı sistemde son ayak, Perth raylı sistemini 2007 yılı sonunda Mandurah’a ve güneye uzatarak yolcu sayısını ikiye katlamak oldu. Bu demek oluyor ki, bir kentte neredeyse hiç bulunmayan raylı sistem, 15 yıl içerisinde 100 milyon yolcu taşıyabilecek kapasiteye getirilebiliyor. 2001–2006 yılları arasında yapılan ev-iş seyahatleri incelendiğinde, Perth’te özel otomobil kullanımının %15, buna karşı raylı sistem kullanımının ise %44 arttığı görülüyor. Çok az kentte bu kadar belirgin bir değişim yaşanabilir ve bunun ABD kentleri için de mümkün olduğu, Perth’in de en az bir ABD kenti kadar özel otomobile bağlı olduğu düşünüldüğünde anlaşılabilecektir.

Bu yatırımlar “dönüşebilir sürdürülebilir yapı” olarak adlandırılıyor:

Perth’in mevcut bütçesiyle 15 yılda tamamlanan yeni raylı sistemi oldukça köklü bir değişim getirdi. 2 milyar $’a mal olan sistem kente 180 kilometre ve 72 istasyonlu modern elektrikli raylı sistem sağladı; federal fonlardan hiç faydalanılmadı, geçtiği çevre yolunun bütçesi ise tamamen hazine tarafından karşılandı. Birçok araştırmada bu raylı sistemin kenti petrol bağımlılığından kurtardığı ortaya çıktı.

Perth’in raylı sisteme geçiş süreci, Avustralya’nın yeşil kentleşmesinde sivil toplulukların rolünü de ortaya çıkarması bakımından önem taşımaktadır. Kent yönetimi raylı sistemi 1979’da kapatmış ancak bu durum nelere ulaşılabileceğine dair yeni bir vizyon yaratmak üzere çok güçlü bir sivil hareketi de beraberinde getirmiştir.

Bundan sonra gelişen birçok toplu taşıma merkezli yerleşimler de Perth raylı sistem modelinden faydalanılarak oluşturulmuştur. Bunlar arasında en iyi örnek ve umut veren bir model olarak Subi-Centro’yu gösterebiliriz. Subiaco kentinde yer alan eski bir sanayi bölgesi olan bu 80 hektarlık bölge kompakt, yürünebilir, görece yoğun ve kilit hareket noktası yeraltı raylı sistem olan bir kentsel yerleşime dönüştürülmüştür. Proje sonucunda 2 bin kişiye konut, 3-4 bin kişiye iş imkanı ile 80.000 metrekare ticari alan yaratılmıştır.

Subi-Square istasyonunun hemen yanında karma kullanımlı bir ofis, mağaza, restoran ve tam hizmetli bir market bulunan merkez kurulmuştur. Ortak kullanım alanları, çocuk parkları ve gezinti yerlerinin tamamı konutlara yalnızca birkaç dakikalık yürüme mesafesindedir.

Subi-Centro’nun tasarım kriterlerindeki başarı, fiyatların ve talebin yükselmesiyle pazarda ödüllendirilmiş oldu. Buradaki hizmetler ve yaşam kalitesi gerçekten etkileyici. Ve bunu gerçekleştirmek için kullanılan planlama araçlarıysa gerçekten dikkate değer. Parlamento 1994’te Subiaco Yeniden Gelişim Ajansı’nı kurdu ve daha önemlisi bu ajansı yerel plan koşullarından ve ihtiyaçlarından muaf tuttu. Ulusal hükümetin “Daha iyi Kentler İnşa Etme” programı da istasyonun yeraltına yapımı için fon sağladı ve böylece istasyonun üzerinde ve çevresinde daha kompakt ve yoğun bir arazi kullanımı sağlandı.Buradaki toplu taşıma odaklı gelişimin başarısında bir etken de özel yatırım oldu. Kentin yatırımı 130 milyon Avustralya Doları iken özel sektör yatırımı 500 milyon Avustralya Doları’nı bulmuştur. Subiaco Yeniden Gelişim Ajansı da ayrıca kaliteli bir kentsel formu garantilemek amacıyla etkileyici tasarım kriterleri hazırladı. Bu kriterlerden bazıları da şunlardır:

— Forma bağlı ilkeler, her bina farklı olmasına rağmen görsel olarak uyumlu bir gelişimi garantilemiştir. Sonuçta ortaya çıkan orta yoğunluklu kentsel form bugün Yeni Perth stili olarak adlandırılmaktadır. Brooklyn sokak dokusu hissi veren ve daha fazla yürüme alanı yaratan, garajı arkasında yer alan binalarıyla büyük ölçüde kentsel bir karakteri vardır.
— Konutların %10-15 kadarının sosyal konut olmasını öngören Konut Yoğunluğu Politikası, Subiaco Yeniden Gelişim Ajansı tarafından da benimsendi.
— Geniş bisiklet yolu ve yaya yolu ağları ile geniş kamusal alanlar gerekli görüldü. Subi-Centro’nun popülerliği, buna bağlı gelişen diğer projelerin çokluğuyla da kanıtlanmış oldu.

Kaynak: World Changing
Çeviri: mimdap

Yasal Uyarı

Sitede yer alan tüm site içeriği, sayfa düzeni, sitedeki bilgilerin korunmasına yönelik programlar floraburada.com. mülkiyeti altındadır. floraburada.com’un önceden yazılı muvafakati olmaksızın işbu içeriğin veya siteye ilişkin veritabanı, yazılım gibi bilgilerin kısmen veya tamamen kopyalanması, değiştirilmesi, paylaşımı, dağıtımı ve satışı yasaktır.

Ziyaretçilerin yapmış oldukları paylaşımlar, paylaşımı yapan kişinin sorumluluğunda olup, paylaşımlarla ilgili sitemiz sorumlu tutulamaz.

İletişim

Email: info @ floraburada.com
Website: www.floraburada.com