Halk “Sürdürülebilirlik” ile İlgili Terimleri Nasıl Algılıyor?

İklim dostu yaşam,eko-bilinçli yaşamlar,Sıfır atık,Karbon ayak izi,düşük karbonlu yaşam,eko-bilinçli yaşamlar,yeşil miras,çevreci,geri dönüşümcü,yeşil ve bilinçli bir yaşam tarzı ve benzeri pekçok terimin nasıl algılandığına dair güzel bir araştırma...

 

Halk “Sürdürülebilirlik” ile İlgili Terimleri Nasıl Algılıyor?

Kelimeler önemlidir. Kelimeler fikirlere yaşam verir, yeni konseptleri tanıdıklaştırır ve dünyayı algılayış şeklimizi değiştirir. Ancak kelimeler, anlamının açık ve anlaşılır olmadığı durumlarda, kişide yabancılaşma ve uzaklaşma duygusu da yaratabilir.

Sürdürülebilir gelişim disiplininde çalışan kişilerin birçoğunun dile getirdiği gibi, konuyla ilgili terminoloji, halkın çoğunluğu tarafından anlaşılamıyor ve bu durum kişide konuya dair yabancılaşma yaratıyor. Ortak terminoloji kullanımı, bir topluluğun üyelerini güçlü ve kolektif bir iletişim ağı aracılığıyla birleştirir. Sürdürülebilir gelişim biliminin ortak ve net bir terminolojiyle desteklenmesi şarttır.

İngiltere’de sürdürülebilirlik kavramı üzerinde çalışmalarda bulunan “Futerra”, sürdürülebilirlik terminolojisinin halk arasında nasıl anlaşıldığına, terimlerin ne ifade ettiğine dair 2007 yılında Londra’da bir anket çalışması yapmış. Sürdürülebilir yaşam tarzlarını tarifleyen bir dizi yerleşik ve yeni terimin test edildiği çalışmayla, mevcut terminolojide hangi terimlerin doğru, hangilerinin yanlış anlaşıldığını öğrenmek ve bunun sebeplerini anlayabilmek amaçlanmış. Test edilen terim ve ifadeler, hükümet raporlarından, STK posterlerinden ve işletmelerin web sitelerinden elde edilmiş ve orijinal birkaç tanesi de “Futerra” tarafından düzenlenmiş.

Halkın sürdürülebilirlik terminolojisine nasıl tepki gösterdiğini anlamak üzere yapılmış bu çalışma, kelimelerin nasıl anlaşıldığına dair basit bir test değil. Uzmanlar, onu duyan ya da kullanan insanlar için kelimelerin “düzanlamsal” anlamlarıyla, “ima eden” anlamlarını dengelemekte son derece dikkatli davranmışlar.

Çalışma, biri ABC1 (orta sınıf) sosyo-ekonomik gruptan, diğeri ise C2DE (çalışan kesim) çeşitli yaşlarda insanlardan oluşan 2 ayrı gruba odaklanarak gerçekleştirilmiş.

Çalışma gruplarında hiç kimsenin diğerlerine kendini “uzman” olarak tanıtmamasını garanti altına almak için kendilerini “aktivist çevreci” olarak tarifleyenler çalışma grubunun dışında tutulmuş.

Çalışmanın sonunda “Atıklar ve Etkinlik” , “Seyahat ve Nakliye”, “Enerji”, “Ayak İzi ve Küresel Adalet” başlıkları altında test edilen Sürdürülebilirlik Terminolojisi,

Yeşil Terimler: İnsanların sevdiği ve anladığı kelimeler,
Kehribar Rengi Terimler: İşe yarayabilecek ancak bütünüyle başarılı olmayan kelimeler,
Kırmızı Terimler: Kolaylıkla yanlış anlaşılabilen ya da sevilmeyen kelimeler olmak üzere 3 kategori altında toplanmış.

Tablo


Bu çalışmanın bu lisanın gelişimine katkı sağlayacağı, bu kısa çalışmadan çıkacak sonuçların, sürdürülebilir gelişme için halkın davranışlarında ya da konuya yaklaşımında değişiklik olması için çabalayanlar için faydalı olacağı umuluyor.


Atıklar ve Etkinlik



“Parayı ambalaj için ödüyoruz, sonra da çöpe atıyoruz”

Atık ve verimlilikle ilgili kelimeler test edilmesi en kolay kelimelerdi, içerik çoğu kişi tarafından doğru anlaşıldı, bazıları ise bir takım şikayetlerde bulundu. Zaten kamusal literatüre girmiş bulunan “geri dönüşüm” kelimesi, test edilmedi.

“Sıfır Atık”
“Sıfır Atık” terimi çalışma guruplarındaki birçok insana tanıdık geldi ve kabul gördü.

“Keşke ‘sıfır atık’ fikri için çalışabilseydik. Moda işi baştan başa saçmalık’’

Terimin önemsiz olduguna dair yalnızca bir olumsuz ilgi kuruldu.

Düşündüğüm tek ‘sıfır’, New York’ta oldugu gibi ‘sıfır tolerans’tır.”

“Daha Az, Daha Çoktur”
“Daha az, daha çoktur” yeterlilik konusundan çok, paketleme ve atıklara bir gönderme olarak yorumlandı, tansiyonu artıran bir konu olduğu da söylenebilir.

“Paketleme beni çok sinirlendiriyor, öyle bir ziyan ki”
“Beni sinirlendiriyor, eskiden böyle değildi”
“Çok fazla atık var. Bu, bir rezalet”
“Parayı ambalaj için ödüyoruz, sonra da çöpe atıyoruz”


“Daha az daha çoktur”a birçok olumlu tepki geldi. “Bir insanın atığı diğer bir insanın kazancıdır” gibi ilgili söylemler çalışma gurubuna sunuldu.

“Bana, küçükken annemin file çantası kullandığı dönemleri hatırlattı.”
“Sizin istemediğiniz bir şeyi başkaları kullanabilir.”
“Buna felsefi bir boyutta yaklaştım. Daha az daha iyidir.”


Hemfikir olunan nokta o ki, paketleme hakkında sinirli ve agresif olmak sosyal olarak kabul edilebilir bir durum. Ayrıca bu terim aracılığıyla, daha geniş ölçekte sürdürülebilir yaşam ile ilgili fikirler dile getirildi:

“Daha çevre dostu yaşam sürdürebilmek için bu sloganları kullanın: Eşyaları atın, gereksiz dekorasyon eşyalarınızdan kurtulun, kendinize tamamen yeni bir bakış açısı geliştirin.”

Sonuç olarak, paketlemenin, sürdürülebilirlik tartışmaları için çok iyi bir başlangıç noktası olabileceği tespit edildi.

“Çöpe İkinci Şans”
“Çöpe ikinci şans” kavramı, geri dönüşüm terminolojisine eklendi ve oldukça başarılı oldu. “Atık” ile empati kurulmasını sağlayan en güçlü durum, çöpün dolaylı olarak kişiselleştirilmesidir.

“Bu fikir çöpe bir kişilik verir, ikinci bir şans”

Bu ayrıca, şarap modası, ikinci el kıyafetler ve yenilenmiş tarayıcılarla da ilgili. “Yeni”nin “eski” ile karşılaşmasının faydaları ve bu iki kavramdan doğan değişken ilişkiler ile ilgili oldukça kompleks durumlar süregeliyor. Doğal kaynaklara verilen değer açısından bu çeşit bir kişiselleştirme daha fazla dikkat gerektiriyor. Kaynaklara ve atıklara somut ve finansal kaynak aktarımı için bir çok deneme yapılıyor, fakat bu araştırma daha çok potansiyel bir duygusal değer ile özdeşleşiyor.

“Akıllı”, “Doyumsuz”a Karşı
En güçlü dinamiklerden birisi de “akıllı aygıtlar”la “enerji doyumsuz aygıtlar”ın karşılaştırılması. Beklenmedik bir şekilde, anketlerde soruları cevaplayanlar bu terimleri satış noktasında görünür olan resmi etiketler olarak algıladılar. “Akıllı” kelimesi özellikle akıllı aygıtları seçenler için gizli bir tebrik olarak görüldü.

“Enerjyi boşa harcamayacak kadar akıllıyım.”
“Bu akıllıca, alırken daha pahalı ama uzun vadede daha ucuz.”
“Akıllı arabalar gibi çevre için daha iyi olan araçlar kullanın, bunlar enerjiyi ziyan etmezler.”
“Ya da kendilerini kapatan çamaşır makinaları.”


Bazıları akıllı buzdolapları ve çamaşır makinalarının varlığını bu vesileyle farkettiler. Cevaplayanların “akıllı” ve “pratik bilgi” sözcüklerine alışkın oldukları görüldü, fakat hiç kimse çok sık kullanılmayan “yeterli” sözcüğünden bahsetmedi.

Bazıları çamaşır kurutma ve elektrikli ısıtıcı gibi yüksek enerji isteyen cihazların üzerinde “enerji doyumsuz aygıtlar” teriminin etiket olabilmesini önerdi.

“Bir propaganda yöntemi değil, faturalarımızı koruyacak önemli bir uyarı.”
“Elektrik aygıtlarının alıcıyı caydırmak için etiketlenmesi.”


“Enerji doyumsuzluğu”nun kişiselleştirilmesi kolayca anlaşıldı ve açıkta bırakılan veya uzun süre bekleme modunda bırakılan ev aygıtları için kullanıldı.

“İnsanları satın almaktan caydıracaktır, çalıştırmak için iki sefer düşün.”

Tabii ki davranış değişikliği için engeller çoktur ve ne yazık ki hiçbir akıllı sözcük bunu değiştirmeyecek. Ancak terimin, enerjinin bilinçli kulllanılmasına yönelik potansiyeli cesaret verici. Konunun anlaşılması için yardımcı olan her şey hoş karşılanmalı.

“İzlemediğimiz halde üç televizyonu da açık bırakıyoruz, ki bu çok fazla enerji tüketir.”

“Kayıp Enerji”, “Vızıltıyı Kes”
İki yeni terim “kayıp enerji” ve “vızıltıyı kes” ilginç, fakat karışık cevaplar aldı. “Kayıp Enerji” ev ve iş çevreleri ile ilgili olarak düşünüldü.

“Evde ve ofisteki eşyalar. Bu delilik, niçin kapatılmıyor?”
“Bu elektrik, ışıklar, ampuller için.”
“Işıkları açık bırakma, hazırda bırakma, ziyan etme konusunda paranoyağım.”


“Vızıltıyı kes”, odayı hoş olmayan alçak bir ses ile dolduran gereksiz ışıklar ve aygıtları kapatılmasının hatırlanmasına yardımcı olan bir terim. Bu bazıları için yardımcı oldu.

“Kapatın şunu, telefon şarj cihazlarını gece boyunca açık bırakmayın, temiz ses yoktur”.

Fakat bazıları için terim çevre hakkındaki medya vızıltısı ile ilişkili. Bir kalıp olarak “vızıltıyı kes”in daha çok deneye ihtiyacı var ve görsel-işitsel olarak test edildiği takdirde daha etkili olacak.

“Boş Çöp Kovası”
Terimin kişiselleştirilmesi çabalarından biri de, az atık üretimini, daha az yemek veya diyet ile ilişkilendirmek. Bu bazıları için işe yaradı.

“Daha az çöp koy, çöp kovasını besleme.”
“Eğer daha çok maddeyi geri dönüştürürsen büyük şişman bir çöp kovan olmayacak.”


Fakat bu terimin üzerinde büyük bir karışıklık olduğu tespit edildi, bazıları -kişisel olarak- terminoloji tarafından kilo ve yeme ile ilişkili olarak hakarete uğradığını düşündü.

Test Edilebilecek İlave Terimler
“Kes, topla ve birleştir”, “Çöp kutusuz çevre”, “Yeraltı atıkları” ve “Enerjinin sızıntı yapmaması” gibi terimlerin test edilmesi önemli bulunmasına rağmen, bu terimler hakkında onları çalışmaya eklemeye yetecek kadar veri elde edilemediği için çalışmaya eklenmediler.

Önemsenmeyen, Görmezden Gelinen Terimler
“Kaynakların verimliliği” ve “Enerjinin verimliliği” terimleri ise deneklerin tamamiyle reddettiği, tartışmak bile istemediği ifadeler olarak tespit edildi.


Seyahat ve Nakliye



“Diğer seçenekleri gözden geçirmiyorlar.”


“Seyahat” ve “nakliye” ile ilgili terimlerin en çok tartışmaya sebep olan terimler olduğu ve psikolojik tepkime – propaganda suçlamalarını ortaya çıkardığı görüldü. Fakat bunlar aynı zamanda sosyal kanıtın en zayıf olduğu terimler.

“Uçuş Tiryakiliği”
Suçlayıcı bir terim olan “uçuş tiryakiliği”, -sürpriz bir şekilde- oldukça popülerdi ve kişisel tatil uçuşu ile ilişkilendirilen tek terim bu oldu.

“Bazı insanlar her yıl Costa Del Sol’a giderler, diğer seçenekleri hiç değerlendirmezler.”

Aynı şekilde “alışık uçuşçu” kalıbı, sosyal açıdan kabul edilemez bir insan imajı oluşturdu ve ayrıca uçma alternatifleriyle ilgili tartışma başlatan bir kaç terimden de birisi oldu.

“Çok uçan kişi. Tren kullanabilecek iken İskoçya’ya bile uçarak gider.”
“Bu alışkanlıkla ilgili bir davranıştır. Kablo üzerinden konferans konuşması alternatifi varken, Manchester‘a uçarak giderler.”

“Zorunlu Olmayan Uçuş”
Bu terim, cevaplayanlar arasında ateşli tartışmalara sebep oldu. Tartışmalar “zaruri” sözcüğünün üzerine yoğunlaştı.

“Bizi her zaman eleştirirler. Zaruri olan nedir? Sen uçmak istiyorsun, o halde git ve uç. Yaşamının her günü çalışıyorsun, bu yüzden aileni alıp tatile çıkmak istersin.”
“Dünyada ne kadar insan zorunlu olmayan uçuş yapıyor? Bahse girerim yüzde onu kadardır.”

Neyin zaruri olup olmadığına kimin karar verdiği hakkındaki konular ortaya çıktı. Uçuşların genelde hoş veya arzu edilen olarak değil de gerekli ve tatile gitmek için vazgeçilemez bir yöntem olarak görüldüğü ortaya kondu. İş uçuşları hakkındaki görüşlerin bu kadar çeşitli ve kutuplaşmış şekilde olmamasına rağmen, çoğunluğun bu uçuşları zenginleri kınamak için vasıta olarak gördüğü tespit edildi.

“Zaruri olmayan uçuş iş amaçlı dünya genelinde yapılan ve kraliyet ailelerinin özel jetleri ile yaptığı uçuşlardır.”

Anketi cevaplayanların “zaruri olmayanın”, “iş olmamaya” eş değer olmasından kaygı duydukları görüldü. Bu yüzden terimdeki belirsizlik, aile tatilleri için yapılan direkt tepkileri yoruma açık bırakıyor.

“Çok Aşırı Uçma”
Bu terim uçuş için fazla agresif bir tepki olmasına rağmen, daha az belirsiz ve çok sıklıkla uçuş yapılmasını tanımladığı kolaylıkla anlaşılabiliyor.

“Ne olursa olsun ne kadar itici.”
“Aşırı alkolik biriyle ile aynı kategoride.”


Bu terim genellikle zengin ve imtiyazlı insanlar ile ilişkilendirilir:

“Aşırıya kaçan davranış ve uçakta şampanya içmek.”

Buna rağmen, bu terim trafikteki sarı ışık gibi sınıflandırılır, çünkü bazıları için terim, uçma algıları ile ilgili.

“Modaya uygun, bronzlaşmış bir tene sahip olmanın moda olması gibi.”

“Bilinçli Sürüş”
Araştırma yapılan terimler arasında belki de araştırma gruplarındaki kişiler arasında en çok dikkati çeken terim bu. Bakış açınıza dayanarak, “pratik bilgiyi”, “ zeki kararları” ya da “iyi bir sağduyu”yu ifade edebilir. Çevresel ya da doğal kaynaklarla ilgili bir çağırım yapma ihtimaline karşın, “bilinçli sürüş” daha çok bizim sürüş alışkanlıklarımızı değiştirerek masrafları ve gereksiz atık oluşumunu azaltabileceğimizi ifade eder.

“Akıllı sür ve arabayı doğru kullan.”
“Pratik bilgi akıllı olmakla ilgilidir.”


Bazıları kendi mantıksız ve tembel davranışlarını gözlemledi, aynı yürümenin okul servisinden daha hızlı olabileceğini bilmek gibi.

“Eğer kızımın okulunun dışındaki trafik kuyruğunu görseydiniz....”

Aslında sürdürülebilir gelişim için, “Bilinçli Sürüş” teriminin çağırışımlarının yalnızca gereksiz seyahatler ile ilgili olmadığı görüldü.

“Bir insanın sürüşü: Motoru kapat, yavaş git, ekonomik beynini kullan, benzini boşa harcama.”

“Stressiz Sürüş”
“Trafikten kaçmak için işe erken başlayıp erken bırakmak.”
“Bir seyahati paylaşmak.”
“Stressiz sürüş aynı arabayı paylaşmak gibi suçsuz sürüşü ile ilgilidir. Bu ekonomik yeşil sınıflandırma genelde suç hakkındadır.”


Fakat, bazıları için bu kavram oldukça yabancı:

“Araba kullanmayı seviyorum ve insanların niçin stres olduğunu anlamıyorum.”

Daha fazla olumlu cevap verecek insanları bulabilmek için bu terim hakkında daha çok araştırmaya ihtiyaç olduğu belirtildi.

“Ekolojik Açıdan Güvenli Sürücülük”
Bu terim tartışılmadı, sadece gülündü.

Test Edilebilecek İlave Terimler
“Anti-sosyal sürüş” ve “Bilinçli yakıt”.

Önemsenmeyen, Görmezden Gelinen Terimler
Bu başlık altında önemsenmeyen, görmezden gelinen bir terim olmadı.


Enerji

“Size, küresel ısınma sorununa bir şekilde yardım ediyor olmanızı önermektedir.”

Biz enerjiyle ilgili kelimelerin kolayca anlaşılacağını varsaydık. Ancak, sürdürülebilirlik profesyonellerine tanıdık gelen (ve bazı durumlarda neredeyse kalıplaşmış) pek çok kelime halka hala yeni ve yabancı. Bu da bize terminolojimizi durup düşünmek, yeniden ele almak ve potansiyel olarak daha başarılı seçimler yapma imkanı sağlıyor.

“Dahili Üretim”
Bu terim evsel, ailevi bağlamda değerlendirildi ve olumlu çağrışımlar yaptı.

“Ülkenin bazı bölgelerinde kendine yeterli evler var.”
“Evinin içinde enerji üretmek: Kendine yeten, kendine güvenli, güneş enerjisi ve çift cam takma.”

Deneklerden cevap verenler bunun neden olumlu bir terim olduğuna dair beklenmedik açıklıkta bilgi verdiler.

“Bu etkili ve olumludur, saldırgan değildir, kavgacı ya da siyasal bir konu değildir.”
“Kutuda ne yazıyorsa onu yapıyor.”


Bu “tarafsızlık” terimin gerçek bir kazancı olarak görüldü, özellikle de diğerleriyle mukayese edildiğinde. “Kutuda ne yazıyorsa onu yapıyor olmak” büyük ölçüde çok iyi bir şey olarak görüldü.

“Bağımsız Güç”, “Kendine Yeterlilik”
Bu terimler olumlu bir ifade olarak görüldü.

“Enerji şirketleri açıkça bunu istemiyor.”
“Eğer eviniz kendini ısıtıyorsa, büyük şirketlere bağımlı olmazsınız.”

Büyük şirketlerden bağımsız olmak, “Bir İngiliz’in evi onun kalesidir” sözü gibi biraz asi, başkaldıran ve olumlu bulundu. Aynı zamanda, kimilerince bağımsızlık imkanının kaçırılıyor olmasına dair endişeler dile getirildi:

“Evlerimizi bu şekilde inşa etmiyoruz, imkanı kaçırıyoruz.”

“Sonlu Enerji Kaynakları”
Bu terim hem kolay anlaşılır hem de tartışmasız göründü.

“Kömür ve ahşap doğal olarak tükeniyorlar.”

Bu aynı zamanda erişim ve eşitlik konularını da arttırdı:

“Çünkü dünya aşırı kalabalık.”

“Devam Eden Kıvılcımlar”
Birçoğu için bu terim hatırlanması kolay olacak şekilde ilgi çekici olarak tanımlandı. Terimin pek çok kişi için “garanti edilmiş güç” anlamına geldiği anlaşıldı.

Fakat bunun pozitif çağrışımına rağmen, terim oldukça belirsiz bulundu. Terimin anlaşılması için yalnızca anlaşılabilir bir bağlam içerisinde kullanılması gerektiği tespit edildi.

“Yeşil” Güç
Bu terim, genellikle “güneşi, rüzgarı, suyu kullanarak güç elde etmek” anlamında algılandı.

“Yeşil”in kullanımı kelimenin kendisiyle ilgili daha geniş tartışmaları başlattı.

“Korunmaya ihtiyaç duyuyor.”
“Kelimenin değeri azalıyor, içi boşalıyor.”


Gerçekte, “Yeşil Güç”ü “Yeşil Terim” yerine “Kehribar Terim” olarak değerlendirmemize yol açan bu ilişki, bu çağrışımdır. Herkes “doğal” konularla ilgili, enerji konularıyla ilgili düşündüğü kadar kuvvetli hissetmiyor. Halkın tutarlı, istikrarlı, uygun çevresel görüşlere sahip olduğunu farzetmekten kaçınmalıyız.

“Postakodu Gücü”
Bu, merkezi olmaktan çıkmış enerji sistemlerini açıklamak için yapılmış bir denemedir. Bazıları bu terimin yerel güç kaynaklarına atfedildiğini düşünüyor.

“Bu, yerel demektir.”
“Sizin bir şekilde yardım ettiğiniz anlamına geliyor.”


Fakat bu kavramın diğerleri için çok daha yerli yerine oturmuş olan “postakodu piyangosu” kavramı ile negatif bir bağlantısı var.

“Siz ülkenin bazı yerlerinde tedavi görebilirsiniz fakat diğer bölgelerde değil.”

Bu yüzden, bu kavramın bir çekiş gücü olmasına rağmen, bu kalıp insanların kavramın anlamı açısından net olabilmesi için sürekli olarak kulanılmalı.

“Enerji Savaşları”
Bu insanları kızdıran terimlerden biriydi.

“Beni kızdırıyor.”

Bunu tartışanlar bu ifadeyi sevmedikleri için özellikle tartıştılar. Terim, büyük çoğunluk üzerinde negatif etki oluşturdu.

Test Edilebilecek İlave Terimler
“Herkes bir enerji şirketidir”, “Şebekeden bağımsız enerji” ve ”DIY – Do it yourself” (kendi ürettiğin enerji).

Önemsenmeyen, Görmezden Gelinen Terimler
“Yenilenebilir enerji” ve “merkezi olmayan enerji”.


Ayak İzi ve Küresel Adalet


“Kaygılanıyorum, fakat bu beni uçağa binmekten alıkoymuyor.”

Bu gruptaki terimler, insanların anlamakta en çok zorlandıkları, fakat aynı zamanda da test edilen tüm terimlerin içinde en az tartışmalı terimler olarak ifade edilmiş.

“Yaşanacak Tek Gezegen”
Hiç kimse daha önce bu terime rastladığını söylemediği halde, pek çok kişi tarafından sevildi. Bunun küresel bir topluluk ve paylaşılan değerleri kavrayan bir hissiyat oluşturduğu görülüyor.

“Bunu başarmak için hükümetlerin de etkisinin olması gerekli.”
“Sahip olduklarımızı beslemeliyiz.”
“Şimdi herkes bir şeyler yapıyor.”


Bu cevabın en teşvik edici kısmı, cevabın çevresel sürdürülebilirlik ile ilgisinin olması gibi, huzur ve uyumluluk ile de ilgisinin olması. Fakat konu, kişisel davranıştan ziyade hükümet sorumluluğuna bırakılmış gibi görünüyor.

“Yeşil ve Bilinçli Yaşam Tarzları”
“Yeşil ve bilinçli bir yaşam tarzı” açık ve anlamlı bir ifade olarak sevildi, kabul gördü.

“Sorunun kaynağını bulmak, anlamak gerek. Fakat çevre konusunda saplantılı ve dindar olmadan.”

Yaşam tarzı “Maddeci bir dünyada yaşıyoruz. Sevdiğim şeyler, gitmek istediğim yerler. Kimliğimi bunlar belirliyor” gerçeği hakkında daha fazla düşünme ihtiyacını yansıtır. Her ikisi de gösterişsiz, sade terimler olarak görüldü, insanlar onlar hakkında hala olumlu düşünüyorlar.

“Adil Anlaşma”
“Adil anlaşma” kavramı pozitif etik ve çevresel ilkelerle ilişkilendirildi.

“Yeryüzünün sınırlı olduğunu farketmeye başlıyoruz.”

Bu terimin ortak sağduyu ve ortak dil üzerinde etkili olduğu görüldü.

“Küresel Olarak Uyanık” ve “Vatandaş Tüketiciler”
Biz “küresel olarak uyanık” teriminin yabancı ve negatif olarak algılanılacağını zannetmiştik. Buna rağmen bu terim birlikte bir değişim yapabileceğimiz hissini veriyor gibi görünüyor.

“Bu dar görüşlü olmamak ile ilgili. Küresel boyutta düşünmek, yerel olarak hareket etmek.”
“Dünyayı tek başınıza değiştiremezsiniz. Bu küresel farkındalıkla ilgilidir.”


Bu terim diğer bir terim “vatandaş tüketiciler” ile ilişkili ve bu terim de olumlu cevaplar aldı.

“Bizler yaptıklarımızdan sorumluyuz.”

Bu iki terim de “başkalarını ilgilendirmek” gibi bir problemle karşı karşıya değil. Kişisel sorumluluğu teşvik etmekte, bireysel harekete ihtiyaç olduğunu hissettiriyor.

“Karbon Ayak İzi”
Bu terim genel olarak beğenildi ve anlaşıldı.

“Ardında bıraktığın, bıraktıkların...”
“Suçlama ile değil, sorumlulukla ilgili.”

Sevilen bir diğer ilgili terim de “pozitif ayak izi” fikriydi. “Yeşil ayak izi” terminolojisi olumsuz etkileri azaltmak ile o kadar çok ilgileniyor ki, iyi bir izlenim oluşturmak için birçok insanın arzularını ihmal ediyor.

“Eğer tüm ayak izlerimizi biraz pozitif kılabilirsek, gerçekten bir şeyler yapabiliriz.”

Bu ayak izi teriminin olumlu ve aynı zamanda olumsuz etkilerle ilişkilendirilmesi, sürdürülebilir gelişme terminolojisi için faydalı bir gelişme.

“İklim Dostu Yaşam”
Bu terim geniş bir çevre-bilinçli yaşam fotoğrafı oluşturabilecek potansiyele sahip ve duygusal cevapların verilmesine sebep olur.

“Sanırım bu biraz hayaldir, fakat düşünüyorum da çocuklar için böyle iklim-dostu bir çevrede yaşıyor olmaları ne kadar güzel olurdu. Yeşil alanlar, temiz hava ve daha az kirlilik.”

Buna rağmen, bu cevap aynı zamanda bu terimin başarılabilirliği hakkında bir uyarı sinyali.

“Dar Görüşlü Yaşam Biçimi”
Cevap verenler bu terimi karşılaştıkları ikilemlerle özdeşleştirmişlerdir.

“Kaygılanıyorum, fakat bu beni uçağa binmekten alıkoymuyor.”
“İnsanlar bunun hakkında konuşabilirler fakat hiçbir şey yapmazlar.”
“Kendimizi suçlamaya devam edemeyiz, tüm konuları dikkate almaksızın yaşamaya devam etmeyi tercih etmek.”


Bu da çifte standart kavramı ile ilgili bir öfkeye sebep oluyor.

“Hükümetin niçin iki arabası var ve sana niçin kendi arabana binmemeni söylerler?”

Anlaşılabilir olduğu ve sevildiği halde, terimin oluşturduğu ilgisizlik ve kadercilikten dolayı terim “Kehribar rengi terim” olarak sınıflandırılabilir.

“Gelişmekte Olan” ve “Gelişmiş Dünya”
Bunlar şaşırtıcı bir şekilde çelişen terimler. “Gelişmiş dünya” teriminin küstah ve kendi toplumumuzdaki problemleri saklayan bir terim olduğu dile getirildi.

“Bu iğneleyicidir. Ne yönde gelişmiştir? Okul kaçaklığı problemi, fakirlik gibi birçok problemlerimiz var.”

“Fakir Ülkeler / Zengin Ülkeler”
“Gelişen/gelişmiş ülkeler” kavramları “zengin/fakir ülkeler” kavramları ile ilgili ve bu kavramlar çok ilgi uyandırdı.

“Fakir ülkelere sahip olmaya bağımlıyız.”
“Onların mümkün olduğu sürece fakir olarak kalabilmesi için bir çok strateji belirledik.”
“Sahip olduklarımızdan vazgeçmeye hazır mıyız?”
“Bütün bir dünyanın bizimle aynı seviyede ziyan ederek yaşamasına izin veremeyiz. Fakir ülkelerin fakir olmamak için bir hakkı var. Ve fakir ülkeler eğer bu haklarını kullanmak isterlerse, bizim ciddi problemlerimiz olur.”


Küresel eşitlik konusu, katılanlar için duygusal olarak ciddi şekilde kaygı vericiydi.

“Çocuklarım için köşebaşında çok ciddi problemler var.”

Bu yüzden bu terimlerin sarı ışık sınıflandırılması var: Bu terimleri dikkatli kullanın. Sürdürülebilir gelişim içerisinde bulunan kişiler rahatlıkla kullanabildiği halde, halk için bu terimler değer yüklü.

“Kuzey / Güney”
Terimler uluslararası bağlamda anlaşıldığı zaman sevilmedi. Ayrıca, bazı cevap verenler terimlerin Britanya’nın kuzeyini ve güneyini çağrıştırdığını düşündüler.

“Bunu sevmem, kuzey-güney bölünmesi.”

“Benim Pastadaki Payım”
Eşitliğe doğru bir hareketin amaçlandığını ima etmesine rağmen, “Benim pastadaki payım” kavramı bireyselliği ve kendi arzularının peşinde olan insanları çağrıştırdı.

“Ben iyiyim Jack, merdiveni kaldır.”

Terim aynı zamanda -beklenmedik bir şekilde- Amerikan karşıtı bir hissin başlamasına sebebiyet verdi.

“Bir Amerikan, otuz Hindistanlı’nın kullandığına eşdeğer enerji kullanıyor.”
“Amerikalılar yiyebildikleri kadar yiyecek yiyorlar, fakat Kanada’nın nerede olduğunu bilmiyorlar.”
“Onlar dar görüşlüler.”
“Onlar pastanın büyük dilimine sahipler.”


Bu terimi kullanırken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Test Edilebilecek İlave Terimler
“Eko-bilinçli yaşamlar”, “hafif yaşamak” ve “yeşil miras”

Önemsenmeyen, Görmezden Gelinenen Terimler
“Çevresel ayak izi” ve “düşük karbonlu yaşam”


Çalışmadan Neler Öğrendik?

Sağduyu Önemlidir
Test ettiğimiz en popüler ve etkili terimler, insanlara tanıdıktı ve “sağduyulu” bir etki bıraktı. Ahlaki olarak, açıkça politik ve suçlayıcı terimler, kuvvetli bir karşı tepkiyle karşılandılar, fakat kutuda ne yazıyorsa aynen onu yapan kelimeler etkili kelimeler olarak tespit edildi.

Mizah Acıtmaz
Mizah içeren terimler, katılımcılar tarafından sıklıkla tekrarlandı ve insanlar “saldırgan” ve “fanatik” olmayan bir çevresel terminoloji kullanıyor olmaktan son derce memnun gözüküyorlardı. Mizahın terminolojiyi geliştirmek için harika bir başlangıç noktası olabileceği görüldü.

Suçluluk Bizi Durdurur
“Psikolojik direnç” insanların özgürlüklerinin tehlikede olduğunu hissettiklerinde ortaya çıkar ve bundan dolayı kendilerini saldırganca savunmaya başlarlar. Bu güçlü tepki, test ettiğimiz pek çok terimde ortaya çıkmıştır. Bu sürdürülebilirliğin toplumsal kabulü için son derece üzücü, endişe verici.

“Siz” değil “Biz”
Araştırma sonuçları gösteriyor ki, terimlerin çoğu tekil, bireysel davranışa teşvik ediyor. Büyük çoğunluğumuz, bireysel kararlar vermek ve uygulamak yerine çevremizde gördüğümüz davranışı takip ediyoruz. Gruplaşma yaratan değil “katılım” içeren, katılıma teşvik eden bir sürdürülebilirlik terminolojisine acilen ihtiyaç duyuluyor.

Kelimeler Empati Kurar ve Temsil Eder
Sürdürülebilirlik terimleri, çok sık olarak, sözlük anlamları için kullanılırlar fakat ima eden çağrışımları ya görmezden gelinir ya da ihmal edilir. Oysa çağrışımsal anlam taşıyan terimler, örneğin atıkları “kişileştirmek” ve kişide olduğu gibi onun “2. şansı” hakettiğini belirtmek, son derece iyi sonuç verdi. Duygusal terimlere verilen karşılıklar coşkulu ve istekli bulundu.

Etkin Yerine Akıllı ve Sağduyulu
Odaklanılan gruplardaki insanların, bir “kazan-kazan” senaryosunun çeşitli permutasyonlarını tanımak ve kabul etmek konusunda hızlı olduğu görüldü. Örneğin, “sağduyulu sürücülük” para kazandırabilir, zaman kazandırabilir, çocuklarla geçirilecek kaliteli zamanı artırabilir ve çevre açısından daha yapıcı bir davranıştır.

Bu terim, insanların hareketle, davranışla kendilerini ilişkilendirmesine imkan tanır: “Sağduyulu insanlar sağduyulu ürünleri kullanır.”

Terim, pozitif olmak için önceden yüklenmiş ve “etkin, verimli” gibi iyi görünen fakat duygusuz, hafif, yetersiz terimlerden duygusal olarak daha canlandırıcı.

Kim “Çevreci” Olmak İstiyor?
En zor iş, halkın kendini tanımlarken kullanabileceği olumlu, yüksek-statüdeki sürdürülebilirlik kelimelerini, ifadeleri araştırmaktı. Gruplardaki hiç kimse kendilerini “çevreci” ya da “geri dönüşümcü” olarak tanımlamadı. “Sembolik kendini bütünleme”ye (symbolic self completion theory) dair psikolojik araştırma sonuçları, devam eden bir hareketi desteklemek için tanımlayıcı bir terime sahip olmanın ne kadar kritik, önemli olduğunu gösteriyor. Sürdürülebilirlik terminolojisinin bugünkü şeklinde bu eksiktir: Bir şey olmak istiyoruz ve bu “bir şey”lerin hiçbiri kendimizi tanımlamak için yeterince yakın ve uygun değil.

Eylem, Sözden Daha Etkilidir
Doğru, fakat insanlar eylemlerine içerik kazandırmak ve diğerlerini, olumlu davranışları üstlenmeye ve olumsuz olanlardan kaçınmaya teşvik etmek için iyi bildiği, aşina olduğu bir terminolojiye ihtiyaç duyarlar. Bu çalışmanın en olumlu çıktısı, sürdürülebilir seyahat ile ilgili bir dizi olumlu terminolojiyi saptamak oldu. Kelimeler işe yarıyor.

Bu çalışma İngiltere halkı üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına dayanarak hazırlandı. Farklı imkan ve koşullara sahip, farklı yerleşim bölgelerinde cevapların benzer yönleri olacağı gibi, elbette ki farklılıklar da gösterebilir. Ancak konunun küresel ölçekte ortak bir konu olması sebebiyle, çalışmanın sürdürülebilirlik terminolojisini geliştirmek ve halka yönelik çalışmalarda etkiyi arttırmak için önemli ipuçları vereceği umuluyor.

 

Kaynak: Futerra Sustainability Communications Çeviren: Özlem Bahadır Kebabcı  (arkitera)

Yasal Uyarı

Sitede yer alan tüm site içeriği, sayfa düzeni, sitedeki bilgilerin korunmasına yönelik programlar floraburada.com. mülkiyeti altındadır. floraburada.com’un önceden yazılı muvafakati olmaksızın işbu içeriğin veya siteye ilişkin veritabanı, yazılım gibi bilgilerin kısmen veya tamamen kopyalanması, değiştirilmesi, paylaşımı, dağıtımı ve satışı yasaktır.

Ziyaretçilerin yapmış oldukları paylaşımlar, paylaşımı yapan kişinin sorumluluğunda olup, paylaşımlarla ilgili sitemiz sorumlu tutulamaz.

İletişim

Email: info @ floraburada.com
Website: www.floraburada.com